Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Arasında Ne Fark Var?

Sahip olduğunuz diyabet türüne bağlı olarak, bu konuda bilmeniz gereken birkaç farklı şey vardır. Tip 1 ve Tip 2 Diyabet, birincisinin genellikle aniden gelişen ve insülin eksikliğinden kaynaklanan bir tip olması bakımından farklılık gösterir. Tip 2, belirli bir süre içinde gelişen bir diyabet türü olsa da, insülin direncinden kaynaklanır.

Tip 1 Diyabet Aniden Gelişme Eğilimindedir

Tip 1 ve Tip 2 diyabette, Tip 1 belirtileri genellikle tanıdan birkaç hafta sonra başlar. Semptomlar genellikle ilk başta hafiftir ve Tip 1 ve Tip 2 diyabette, tip 1 olan bazı kişilerde diyabetin tipik semptomlarının çoğunu yaşamadıkları bir “balayı” dönemi gelişir. Ancak belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız hemen sağlık ağı uzmanınıza başvurmalısınız.

Tip 1 ve Tip 2 diyabette, Tip 1 diyabetin ana belirtisi, kan şekeri seviyelerinizin çok yüksek olmasıdır. Bunun nedeni, vücudunuzun kanınızdaki şekeri parçalamak için yeterli insülin üretmemesidir.

Midenizin arkasında bulunan pankreasınız insülin üretmekten sorumludur. Glikozu vücudunuzun hücrelerine taşıyarak çalışır. Pankreasınız yeterli insülin üretemiyorsa, kanınızda glikoz birikir ve bu da ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Pankreas sonunda insülin üretmeyi bırakacaktır.

Doktorunuz şeker hastalığınız olduğundan şüpheleniyorsa, kan şekeri seviyenizi kontrol etmek için basit bir kan testiniz olabilir. Vücudunuz yağ yakarken üretilen ketonları kontrol etmek için idrar testiniz de olabilir.

Kan testi her zaman doğru olmayabilir, bu nedenle kesin tanı almak için doktor randevusunu beklemeniz gerekebilir. Şeker hastalığınız varsa doktorunuz muhtemelen insülin iğnesi yaptırmanızı veya insülin pompası kullanmanızı önerecektir. Ayrıca kan şekeri seviyenizi yakından izlemeniz ve sağlık ekibinizle düzenli randevular almanız gerekecektir.

Tip 1 ve Tip 2 diyabette, Tip 1 diyabet genellikle çocuklarda teşhis edilir, ancak yetişkinlerde de görülebilir. Genellikle yavaş yavaş gelişir, ancak aniden de olabilir. Tip 1 ve Tip 2 diyabette, Tip 1 diyabet gelişiminde çevresel faktörlerin ve genetiğin rol oynadığı düşünülmektedir.

Tip 1 ve Tip 2 diyabette, Tip 1 diyabet geliştiren çoğu insanda ailede hastalık öyküsü vardır. Bazı insanlar da otoimmün bir bozukluğu olduğu için durumu geliştirir, bu da vücutlarının sağlıklı hücrelere saldırdığı anlamına gelir. Bazı insanlar ayrıca bağışıklık sistemleri pankreasa saldırarak insülin üreten beta hücrelerini yok ettiği için Tip 1 ve Tip 2 diyabette, tip 1 diyabet geliştirir.

Tip 2 Diyabet İnsülin Direncine Neden Olur

Vücutta görülmeyen en önemli değişiklikler arasında insülin direnci vardır. Genellikle, tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalık ve diğer tıbbi sorunlar gibi daha ciddi sorunların habercisidir.

İnsülin, pankreas tarafından üretilen ve vücudun yiyecekleri parçalamasına ve enerjiye dönüştürmesine yardımcı olan bir hormondur. Ayrıca kan şekerinin hücrelere taşınmasına yardımcı olur. Bununla birlikte, vücudun hücreleri insüline dirençli hale gelirse, artık enerji için şeker kullanamayacaktır.

İnsülin direncine neden olan süreç karmaşıktır. Bununla birlikte, vücudunuzun ondan kurtulmasına yardımcı olmak için yapabileceğiniz bazı şeyler vardır. Örneğin, kilo verin ve daha sağlıklı yiyin. Ayrıca daha fazla egzersiz yapmayı deneyebilirsiniz. Fiziksel aktivite seviyenizi artırmak, vücudunuzun glikoz kullanma yeteneğini artırmaya yardımcı olacaktır.

İnsülin direncine genetik bir arka plan da neden olabilir. Miyotonik distrofi gibi belirli kalıtsal rahatsızlıkları olan kişilerde düşük insülin seviyeleri olabilir. Ayrıca polikistik over sendromu olan kişilerde insülin direnci de olabilir.

İnsülin direncine vücuttaki aşırı miktarda yağ da neden olabilir. Vücuttaki viseral yağ olarak bilinen yağ birikintileri insülin direncine neden olur. Ayrıca insülin direnci olan kişilerde trigliserit seviyeleri daha yüksek olabilir. Bu seviyeler kilo vererek, LDL (“kötü”) kolesterol seviyelerini düşürerek ve daha sağlıklı beslenerek azaltılabilir.

Sonuçta, insülin direnciyle savaşmanın en iyi yolu yaşam tarzı değişiklikleri yapmaktır. Örneğin, daha fazla egzersiz yapın, daha sağlıklı yiyin ve sağlıksız yağ oranı yüksek yiyeceklerden kaçının. Bir beslenme uzmanı veya endokrinolog bu önerilerde size yardımcı olabilir.

İnsülin direnci de tersine çevrilebilir. Diyetinizi değiştirmeniz, daha fazla egzersiz yapmanız veya ilaç almanız gerekebilir. Ayrıca bir lipit paneli testi de yapabilirsiniz. Bu testler, insülin direnci ile ilgili herhangi bir rahatsızlığınız olup olmadığını teşhis etmenize yardımcı olacaktır.

İnsülin direncinin yanı sıra diyabet riskini artıran başka faktörler de vardır. Bunlardan bazıları obezite, yüksek kolesterol seviyeleri ve yüksek tansiyonu içerir. İnsüline duyarlı ilaçlarla kan şekeri kontrolünüzü iyileştirebilirsiniz.

Diyabetik Ketoasidoz Belirtileri

Tip 1 ve Tip 2 diyabette diyabetik ketoasidoz belirtileri hayatı tehdit edici olabilir. Tedavi edilmezse diyabetik komaya ve hatta ölüme neden olabilir. Neyse ki, size yardımcı olacak tedaviler var. Yine de hemen doktorunuzu görmeniz gerekecek.

Diyabetik ketoasidoz, vücudunuz yeterli insülin üretemediğinde ortaya çıkar. İnsülin, hücrelerinizin şekeri yakıt olarak kullanmasına yardımcı olan bir hormondur. Yeterli insülininiz yoksa hücreleriniz enerji için yağ yakmaya başlar. Yağın parçalanması ketonları kan dolaşımınıza bırakır. Bu ketonlar zehirlidir. Ayrıca karışıklığa neden olabilirler. Bu nedenle düzenli kan testleri yaptırmak önemlidir.

Tip 1 ve Tip 2 diyabette diyabetik ketoasidoz semptomları yorgun hissetmekten nefes almakta zorlanmaya kadar değişebilir. Doktorunuz diyabetik ketoasidozdan şüpheleniyorsa, muayene ve kan testleri yaptırmanız gerekecektir. Testler, kanınızda veya idrarınızda keton olup olmadığını gösterecektir.

Tip 1 ve Tip 2 diyabette diyabetik ketoasidoz semptomlarından herhangi birini yaşarsanız derhal sağlık uzmanınıza başvurmanız gerekecektir. Size bir sınav verecekler ve ihtiyacınız olursa size ilaç verecekler. Ayrıca kalbinizin işlevini kontrol etmek için bir elektrokardiyogram sipariş edebilirler. Belirtileriniz kötüleşirse hastaneye gitmeniz gerekecektir.

Diyabet Eylem Ağı’ndan ücretsiz bir keton test kiti alabilirsiniz. Ayrıca ketonlarınızın yüksek olup olmadığını görmek için idrarınızı düzenli olarak kontrol etmelisiniz. Hızlı bir şekilde tıbbi yardım almak ciddi semptomların ortaya çıkmasını önleyebilir.

Doktorunuz hastalığınız için ilaç yazabilir, ancak diyabet tedavi planınıza bağlı kalmak iyi bir fikirdir. Sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz de dka’dan kaçınmanıza yardımcı olabilir.

Kanınızda ketonlar olduğunda, tedavi edilmek için hastaneye gitmeniz gerekecektir. Size IV hattı üzerinden sıvı verilebilir. Doktorunuz size antibiyotik de verebilir.

Tip 1 ve Tip 2 diyabette diyabetik ketoasidozun ana nedeni insülin eksikliğidir. Bu, hastalığınızın bir sonucu olabilir veya ilacınızın bir sonucu olabilir.

Tip 2 Diyabetin Yanlış Teşhisi

Yetişkinler arasında tip 2 diyabetin yanlış teşhis oranı çok yüksektir. Tip 2 diyabetin yanlış teşhisi ciddi sağlık koşullarına yol açabilir. Örneğin yetişkinlerde tip 2 diyabetin yanlış teşhisi, hayatı tehdit eden bir durum olan diyabetik ketoasidoza yol açabilir.

Tip 2 tanı insidansı 1995’ten 2004’e yükseldi. Bununla birlikte, 2004’ten sonra, tip 2 insidansı önemli ölçüde azaldı. Bu daha iyi kodlamadan kaynaklanıyordu. Düşük kaliteli uygulamalarda da bir düşüş oldu. Bununla birlikte, bazı dış uygulamalarda tip 2 tanı insidansı çok yüksekti.

Tip 2 diyabetin yanlış tanı sıklığını inceleyen bir çalışma, Exeter Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yapıldı. Araştırmalarını geniş bir pratisyen hekim kayıtları veritabanına dayandırdılar. 30 Yaşından sonra teşhis edilen 583 hastayı incelediler. De Lusignan algoritmasına göre dört kategoriye ayrıldılar. Daha sonra her kategoride tip 2 diyabet insidansı karşılaştırıldı.

Çalışma, farklı uygulamalarda tip 2 diyabet insidansı arasında anlamlı bir fark olduğunu buldu. İyi uygulamalardaki insidans, kötü uygulamalardakinden daha yüksekti. Bununla birlikte, bazı uygulamalarda tip 2 tanı insidansı azalmıştır.

Uygulamalar arasında yanlış tanı oranlarında da anlamlı bir fark vardı. Örneğin, 102 uygulamada yanlış teşhis oranı% 10 veya daha fazlaydı. Bu, tüm C kodlarının oranı artı ilk teşhisi konan yanlış negatif hasta sayısı olarak hesaplandı.

Çocuklar arasında yanlış tanı oranı% 18 daha yüksek bulundu. Çocuğun annesi, ölümünden birkaç ay önce çocuğu tedavi eden Dr. Mercado aleyhine tıbbi uygulama hatası davası açtı.

Jüri 8 milyon dolar tazminat ödedi. Çocuğun ölümünden Dr. Mercado’nun tamamen sorumlu olduğu bulundu. Ancak doktor, cezai tazminat miktarını azaltmak için bir dilekçe sunmuştur.

Jüri ayrıca çocuğun ölümünden yalnızca Dr. Mercado’nun sorumlu olduğunu belirledi. Bu, kendi alanındaki bakım standardının ihlalidir.