Gündem

Kadına Yönelik Ataerkil Çiçek

Cinsiyetimiz; kendine yüklenen sorumlulukları, rolleri, nasıl davranması gerektiğini ya da nasıl davranmaması gerektiğini doğduğu toplumdan öğrenir. Toplumsal cinsiyet kavramı, kadın ve erkeklere toplum tarafından yüklenen farklı rol, sorumluluk ve görevlerdir. Toplumsal cinsiyet rolleri ise, kadın ve erkeğe yüklenen farklı duygu, düşünce ve davranış kalıplarını ifade eder. Toplumun gelişmişlik düzeyi ile birlikte bu roller değişebilir yani kırsal kesimde kadınlar için geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri egemenken, şehirlerde bu roller esneyebilir ve eşitlenebilir.

Bütün toplumlarda var olan bu roller doğuştan geldikleri düşüncesi ile değişmez oldukları varsayılır, bu rollerden kaynaklanacak eşitsizlikler de sorgulanmadan kabul edilir. Böylece bir cinsiyet diğeri üzerinde baskınlık kurmada, şiddet uygulamada sözde hak kazanmış olur.

Kadına yönelik şiddet bize fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik olarak zarar verebilecek ya da zarar veren her türlü eylemdir. Yapmak istemediğimiz bir şeyi yapmaya zorlanmamız, tehdit edilmemiz, bir yere kapatılmamız da şiddettir ve bunlar kadın olduğumuz için başımıza gelir.

Şiddet olgusu potansiyel de olsa, gerçek de olsa bireyin yaşam kalitesini etkiler ve her toplumda mücadele edilmesi gereken konuların başında yer almaktadır. Şiddetin yoğun olarak uygulandığı kesim de kadınlardır.

Kadınlarla ilgili şeylerin ‘pasif’ ve ‘edilgen’ sayıldığı ataerkil toplumlarda konuşurken seçtiğimiz dilin bile cinsiyetçi ifadelerden uzak olması gerekir. Bu size ‘çok minik’ bir detay gibi gelse de bu ayrımcı dile karşı farkındalığımızı arttırmamız gerekir. Bir nevi kelebek etkisi yani.

kadına yönelik ataerkil çiçek

KADIN DA HAK ETTİ YA HU !!

Ataerkil toplumun yapısında var olan maskülen spor türleri, kadına çıplaklık üzerinden yer veren medya ve sosyal ortamlar bu sorunu erkeklerin sorumlu olduğu bir davranış olmaktan çıkartıp daha sosyal ve kültürel bir yapıya büründürmektedir. Yani şiddet sadece erkeği ya da sadece kadını ilgilendiren bir sorun değil toplumun tümünü ilgilendiren bir sorundur. Ancak, kadınlar erkeklerden 10 kat fazla şiddete maruz kalarak cinsel, ruhsal ve fiziksel hasara uğramaktadır. Bu akıllara ataerkil bir toplumdaki cinsiyet eşitsizliğini getirir. Yani geleneksel bakışa göre kadın, erkeğe göre daha düşük statüde görülür, hatta değeri yoktur, adeta pul kadardır. Bu tutum; tabi ki bireylerin eşit ve değerli olduğu inancına zıttır. Zaten böyle bir inanca da sahip değillerdir (!).

Ülkemizde yapılan çeşitli araştırmalarda; kadının yemeği yakması, lüzumsuz para harcaması, çocukların bakımını ihmal etmeleri, cinsel ilişkiyi reddetmesi gibi durumlarda şiddeti onaylama oranı İstanbul’da %26.8 olarak saptanmıştır. Ülke genelinde evlenmiş kadınların; %39’u fiziksel şiddete, %15’i cinsel şiddete, %44’ü duygusal şiddete maruz kalmıştır (2003 yılında yapılan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması). İzmir’de yapılan başka bir araştırmada kadınların bazı durumlarda ‘şiddeti hak ettiklerini’ ifade ettikleri %8’lik bir istatistik dikkat çekmektedir. Bu sonuçlar, kadınların bile şiddeti normalleştirdiklerinin kanıtıdır ve üzücüdür. Geleceğin ebeveynlerinin dayak ve şiddeti kabullenme oranı da böylece artmaktadır. Bu tutum adeta ‘açaydım kollarımı döv diyeydim’ demektir.

Kadın; kutsal sayılan yuvanın devamı, fedakar ve özverili kadın rolleri, çocuğuna bakıcı rolü, aile hayatının deşifre dilmemesi, maddi manevi desteğinin olmaması, toplumsal cinsiyet rolleri, sosyal çevrenin baskısı gibi durumlardan dolayı çözümsüzlüğe kapılıp şiddete uğradığı yerde kalmaya kendini mahkum hisseder. Böyle bir çıkmazdaki kadın yaşadıklarını ifade etmekte zorlanırken, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, panik bozukluk, alkol madde kullanımında artış gibi çeşitli ruh sağlığı sorunları da yaşar. Günümüzün ekonomik koşullarının iyice zorlaşması sonucunda kadının, kendini bu durumdan sosyal desteksiz kurtarması zor olabilir.

kadına yönelik ataerkil çiçek

Toplumu cinsiyet eşitliği hakkında bilgilendirmek, kadınlara yönelik öz saygı ve öz yeterlilik geliştirme programlarını yaygınlaştırmak, psikolojik danışmanlık hizmetlerinin sunulması, koruyucu hükümet politikaları, kanunlar, kamu spotları, kadın koruma dernekleri kadınların şiddete maruz kalmalarını engelleme konusunda yardımcı olabilir.

Kadını insan olarak kabul edemeyen zihniyetlerin şiddet ile sindirme yöntemine toplum olarak dur demenin, bu hayvani içgüdünün anormal bir durum olduğunu yaygınlaştırmanın, şiddeti kader olmaktan çıkartmanın zamanı gelmiştir.

ŞİDDETE UĞRADIĞINIZDA ŞİKAYETİNİZİ BİLDİREBİLECEĞİNİZ KURUM VE KURULUŞLAR

  • Valilik
  • Kaymakamlık
  • Kolluk Güçleri
  • Adli Makamlar (Cumhuriyet Başsavcılığı ve Aile Mahkemeleri)
  • Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri
  • Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri
  • Sağlık Kuruluşları
  • ALO 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı
  • ALO 155 Polis İmdat
  • ALO 156 Jandarma İmdat
  • İl Sosyal Hizmetler Müdürlükleri
  • Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri
  • Baroların Kadın Danışma Merkezleri ve Adli Yardım Kuruluşları
  • Kadın Sivil Toplum Kuruluşları

kadına yönelik ataerkil çiçek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu