Sendika

2021 Yılı Sağlıkta Şiddet Raporu Açıklandı

2021 Yılı Sağlıkta Şiddet Raporu  verilerini yapılan basın toplantısı ile kamuoyuna açıklayan Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, şu ifadeleri kullandı.

 

2021 Yılı sağlıkta şiddet raporunu açıklayacağım basın toplantımıza teşrifleriniz dolayısıyla sizlere çok teşekkür ediyorum. Biliyorsunuz hazırlamış olduğumuz şiddet raporlarını her ay düzenli olarak kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Bugün de 2021 yılının tamamına ilişkin tabloyu sizlerle paylaşacağım. Raporun detaylarına geçmeden önce müsaadenizle sağlık çalışanlarını tehdit eden, şiddet konusunda bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum.

Kıymetli basın mensupları, yıllardan beri sağlık çalışanlarının en önemli sorunları arasında yer alan şiddet pandemi süreci ile birlikte yüksek öncelikli risk seviyesine tırmanmış bulunmaktadır.

 

Sağlık çalışanlarının tamamı mesleki yaşantılarını şiddetle burun buruna geçiriyorlar

Gün geçmiyor ki ülkemizin bir bölgesinde şiddet haberi gelmesin. Doktorlar, hemşireler, teknikerler, şoförler, güvenlikçiler… Kısacası branşı ve görevi ne olursa olsun sağlık çalışanlarının tamamı mesleki yaşantılarını şiddetle burun buruna geçiriyorlar.

Şiddet ne gece dinliyor, ne de gündüz dinliyor. Ne normal mesai dinliyor, ne acil servis dinliyor, ne de sağlık ocağı dinliyor. Meselenin vahim bir diğer yanı ise şiddet uygulayanların ezici çoğunluğunun hasta ya da hasta yakınlarından oluşmasıdır. Bu demek oluyor ki sağlıkta şiddet konusunda faili uzakta aramamak gerekiyor.

 

Sağlık birimlerinde ya da saha çalışanlarında fiziki şiddetten sözlü saldırıya, tehdit içerikli saldırılardan tacize kadar şiddetin her türüne rastlamak mümkün. Bıçaktan silaha, sandalyeden testereye oraktan kolonya şişesine akla hayale gelebilecek her şey şiddet aracı olarak kullanılabilmektedir. Velhasıl sağlıkta şiddet diyip geçmemek lazım. 2021 yılında çok şükür yaşanmadı ancak önceki yıllarda hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımız oldu. Geride bıraktığımız yılda ise ağır yaralananlar, uzun süreli travma nedeniyle meslekten ayrılanlar, aylarca  klinik ya da psikolojik tedavi görenler oldu.

 

Bu manada Mayıs ayında Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hastası tarafından bıçaklanarak yaralanan Doktor Ertem İskender’in istifa dilekçesinde kullandığı ifadeleri başta yetkililer olmak üzere herkesin hafızasına kazıması gerekiyor. Bakın ne dedi Doktor İskender istifa dilekçesinde: “Uğradığım bıçaklı saldırı sonrası hastanenin çalışma ve güvenlik şartlarında iyileştirme sağlanmadığından ve olayın devam eden psikolojik etkilerinden dolayı hastanede çalışmakta, hastalarımın tedavilerini uygulamakta zorlanıyorum.”

Tablonun vehametini anlayabiliyor muyuz? Elbette şiddetin etkileri mağdurun üzerinde fiziksel veya psikolojik etkiyle de sınırlı kalmıyor. Ne vakit bir şiddet olayı yaşansa başta o birimdeki mesai arkadaşları olmak üzere tüm sağlık çalışanları şiddetin neden olduğu korku dalgasından payına düşeni alıyor.

 

İçe kapanıyorlar, mesaiye korkarak geliyorlar, işlerini güvenle yapmakta zorlanıyorlar, meslekten soğuyorlar. Elbette tüm bu yaşadıklarını başta aile fertleri olmak üzere çevresindeki insanlara da yansıtıyorlar. Neticede bu durum verimliliklerini yani hizmet zincirini de doğrudan olumsuz etkiliyor.

Tüm bu nedenleri göz önüne aldığımızda şiddetin doğrudan sağlık sistemini hedef alan bir tehdit unsuru olduğunu görüyoruz. Peki bu şekilde yaklaşılıyor mu en kestirme cevap vermek gerekirse elbette ki hayır. Çünkü şiddet olayları azalmıyor, her geçen gün artıyor.

 

Günlük olay bazlı anlık tepkilerin dışında ne bir çözüm stratejisi var, ne de bir çözüme yönelik gayret var. Bu noktada yapılması gereken tehlikenin yeterince farkında olup, engelleyici önleyici korumacı politikaları bir an önce sistemli bir şekilde hayata geçirmek olmalıdır.

Sorunun toplumsal boyutu dikkate alındığında bugünden yarına bir çözüm ortaya konamayacağının kuşkusuz farkındayız. Ancak her zaman ve her koşulda sorunun çözümüne kararlılıkla devam etme iradesinin gösterilmesi, hem sağlık çalışanlarını umutlandıracak, hem de toplumda farkındalık oluşturmasına azami sürede katkı sunacaktır.

 

Sağlık sisteminin çalışanıyla hastasıyla bir bütündür

Kuşkusuz sorunun nihai çözümü toplumda oluşacak farkındalığın zirveyi görmesiyle mümkün olacaktır. Toplum, yani 84 milyon. Sağlık çalışanlarının da can taşıdığını, can verdiklerini, hayat kurtarmak gibi kutsal bir sorumluluk gösterdiklerini, el kaldırmak yerine kol kanat gerilmesi gerektiğini, sağlık hizmetinin bir ekip işi olduğunu ve bir sağlık çalışanına yapılacak kötü davranışın tüm sağlık çalışanlarına etkilediğini, sağlık sisteminin çalışanıyla hastasıyla bir bütün olduğu bilinmelidir. Elbette bu hususta sadece Sağlık Bakanlığına da görev düşmüyor. Bakanlığın kısa vadede yaması gereken hali hazırda engelleyici, önleyici ve koruyucu politikaları gözden geçirmektir.

Örneğin; tek bir kişi bile sağlık birimlerine yaralayıcı, kesici öldürücü alet ve ekipmanlarla girmemelidir. Bunun önlemi bir an önce alınmalıdır. Sağlık Bakanlığı bunlara ilaveten ülke genelinde seferberlik başlatılmasına da ön ayak olmalıdır. İlgili bakanlıklardan sivil toplum kuruluşlarına, medya organlarından aydınlara kadar ülkenin tüm dinamikleri bu seferberliğe dahil edilmelidir.  Örneğin; hakimler ve savcılara sağlıkta şiddetin ne anlama geldiği iyi bir şekilde anlatılmalıdır.

 

Sağlıkta Şiddet Raporu

364 saldırganın gerçekleştirdiği olaylarda 316 sağlık çalışanı şiddet kurbanı oldu. 143 olara hasta ve hasta yakınları, 13 olaya yöneticiler, 34 olaya da magandalar sebep oldu. Bunlara ek olarak, 13 şiddet olayında idareci pozisyonundaki kimseler yer alırken, 34 olaya magandaların imza attığını görüyoruz. 190 şiddet olayının 162’si hem sözlü hem fiili, 22’si sözlü, 5’i mobbing, 1’i ise taciz şeklinde cereyan etmiştir. 146 şiddet olayı hastanelerde, 13 olay aile sağlığı merkezlerinde, 31 olay ise saha çalışanlarında meydana geldi. Yaşanan olaylarda; 92 doktor, 59 hemşire, 50 güvenlik görevlisi, 46 112 çalışanı, 69 da diğer sağlık çalışanı mağdur oldu. 135 saldırgan gözaltına alınıp serbest bırakıldı

124 saldırgan hakkında hiçbir işlem yapılmadı, 41 saldırgan tutuklandı, 61 saldırgan hakkında adli soruşturma başlatıldı, 3 saldırgana ise para cezası verildi.” Acil önlem alınmadığı sürece sağlık çalışanlarını tehdit eden şiddet sorunu sistemi kilitlemeye yönelik bir sorun haline dönüşmekte olduğunu ifade eden Durmuş “Bu tablo yargının sağlıkta şiddet uygulayanlara oldukça müsamahakâr bir şekilde yaklaştığını ortaya koyuyor”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu